DOLANDIRICILARA KARŞI KURUMUN ADRESİNİN TEYİT EDİLMESİ GEREKİYOR
Vatandaşların yapacakları yardımlar konusunda dikkatli olması gerektiğini ifade eden Gündüz, yardım yapılacak kurumların ihtiyaç listelerine uyulması gerektiğini kaydetti. Gündüz, “Dolandırıcılar depremi fırsat bilip AFAD adıyla sahte bağış siteleri kurup bağış paralarını çalma girişimlerinde bulunuldu. Duruma siber güçler ekibi müdahale ederek engellemiş oldular. Bağış yaparken en dikkat edilmesi gereken hususları ifade etmemiz gerekirse; Karşınıza çıkan linkin adresi gerçekten o kuruma mı ait. Bunun mutlaka kurumla iletişime geçilerek teyit edilmesi gerekmektedir. IBAN'a para yatırılması isteniyorsa numaranın doğruluğunu da mutlaka teyit edilmesi gerektiğini vurgulamak istiyorum. Bağış yapacağımız kurum eğer tanınmış bir kurum değilse bağış yapma yetkisinin olup olmadığının valilikten teyit edilmesi, o kurumla mutlaka iletişime geçilip verilen IBAN numaralarının gerçekten o kuruma mı ait olup olmadığının teyit edilmesi gerekmektedir” dedi.
KOLLUK KUVVETLERİMİZİN VARLIĞINI UNUTULMAMALI
Sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlarda özellikle yağmacı olduğu iddia edilerek linç görüntülerinin paylaşımının arttığını ifade eden Gündüz, linç edildiğine dair görüntüleri yayınlanan iki kişinin yalanlama videolarını hatırlatarak, “Birçok sosyal medya hesaplarından yağma yapan insanların vatandaşlar tarafından cezalandırma amaçlı dövülme görüntülerini izledik. Özellikle şuna dikkat çekmek istiyorum; şüphelenilen herkesi yağmacı ve hırsız olarak damgalamamak gerekir. Halkın görevi, yakaladıkları şüphelileri doğrudan güvenlik güçlerine teslim etmektir. Onların suçlu olup olmadığına yargı karar verir ve gerekli şekilde cezalandırır. Yakalanan şüphelilerin sokak ortasında linç edilmesi normal bir durum olarak kabul edilmemeli. Herkes kafasına göre suçluyu cezalandırmaya kalkarsa ciddi toplumsal sıkıntılarla karşılaşmanın önünü açmış oluruz. Diğer bir husus genel olarak yapılan yağma ve talanın Suriyeli sığınmacılar tarafından yapıldığı iddiaları. Sahada illaki yağma yapan birtakım insanlar vardır. Ancak bunları yapanların sadece Suriyeli sığınmacılar olduğunu söylemek ve bu grubu hedef göstermek sonunu bilemeyeceğimiz sıkıntılara sebep olur. Kolluk kuvvetlerimizin varlığını unutulmamalı” diye konuştu.
SOSYAL MEDYA OLUMLU OLDUĞU KADAR OLUMSUZ SONUÇLAR DA DOĞURABİLMEKTE
Sosyal medyanın faydaları gibi zararlarının da görüldüğünü hatırlatan Gündüz, deprem bölgelerinde yaşanan sorunlar ile birlikte bölgede ki haberleşmelerin internet tabanlı sistemler ile sağlandığını da belirterek, “Yaşamış olduğumuz bu depremde ülkemizdeki 3 büyük GSM operatörlerinin kullanıcıları, mobil telefon ses iletişiminde yoğunluk nedeniyle bir süre kesintiler yaşamıştır. Mobil cihazlardaki bu kesintinin yaşanmasıyla, kişiler arası iletişim internet tabanlı çeşitli uygulamalar vasıtasıyla sağlanmıştır. Bugün ülkemizde olduğu gibi geçmişte meydana gelen afet ve acil durumlarda, sosyal medya hem afet ve acil durum yönetimi hem de afet yardımı için güçlü bir araç olarak hizmet etmiştir. Sosyal medyanın asıl gücünün arkasında kullanıcı kitlesinin genişliği ve sınırlarının diğer platformlara nazaran daha esnek olmasıdır. Bu özgürlük alanı bazı durumlarda oldukça işlevsel sonuçlar elde edilmesini sağlarken, diğer yandan hukuk ihlalleri ve etik problemlerin yaşanması gibi olumsuz sonuçlar da doğurabilmektedir” ifadelerini kullandı.
PAYLAŞIMLARDA KONUNUN HUKUKSAL BOYUTU DA DEĞERLENDİRİLMELİDİR
Deprem bölgesinden yapılan birçok paylaşımın insanlarda yeni travmalara sebep olabileceğini ifade eden Gündüz, içerik olarak ortaya atılan videolarda kullanılan etmenlere dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, “Bugün deprem bölgesiyle ilgili çok fazla sayıda içerik ve video paylaşımı yapıldı ve yapılmaya devam ediyor. Deprem bölgesi ile ilgili enkaz görüntüleri, yıkılan binalar duygusal müziklerle birlikte paylaşılması insanlarımızı ciddi derecede travmatize etti ve etmeye devam ediyor. Depremi yaşamamış insanlarda sanki yaşamış gibi bir etki bıraktı. Paylaşımların oluşturduğu yıkıcı psikolojik travmasının izlerini silmek kolay olmayacaktır. Bu içeriklerin bizi kaygılandırmaktan, korkutmaktan başka bir şeye faydası olmadığını bilmemiz gerekmektedir. Afet durumlarında sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımlarda konunun hukuksal boyutu da değerlendirilmelidir. Anayasamızda bulunan ‘Özel Hayatın Gizliliği’ ve ‘Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu’ konuları unutulmamalı ve hukuksal bir sonuç doğuracağının farkında olmalıyız” dedi.